mete över demiş ki; Diziyi izleyen engelli ahmaklar (Elbette ben de)!
kıçıyla senaryo yazmak, karakter tahlili böyle bir şey olmalı herhalde.
Hastalıklı, inkarcı karakterlerin de kendi içinde bir tutarlılığı olur; mesela: Ömer karakteri, kumar vakasından sonra "Keşke ölseydim" demişti, bir sonraki sahnede hiç sorumluğu yokmuş gibi, bağırıp çağırarak başkalarını suçlayabiliyordu. Bir sahnede, kızının, kız kardeşinin üstüne titrer, diğer bir sahnede çirkin yüz ifadesiyle, nevrotikler gibi bağırıp- çağırarak, titrer, ağzından köpükler saçar.
İzleyiciyi geri zekalı yerine koymak böyle bir şey işte, kötüler istediğini çalar, vurur, tehdit eder, şantaj yapar, hastaneye girer öldürür, raporları değiştirir, dilediği gibi at koşturur ama sırf gerilim olsun diye finale dek bu sürer. Zavallı iyilerin, tüm kanun güçlerinin eli armut toplar.
Kısacası, izleyicinin duygularıyla oynayarak senaryo yazmak beceriksizlik ve zavallılıktır; elbette bu kurgu ve replikleri kabul eden yönetmen de!
Tekiner ailesinin, Yılmaz karakterinden bu denli nefret etmek için hiçbir sebep, motivasyon kaynağı yoktu.
Çarpıtma da bir yere kadar olur; adam yolun kenarında dayak yemiş halde yatar, bu izleyiciye kaza olarak sunulur. Bir de alay edercesine, sanki kriminal bir vakaymış gibi “Yaptığımız araştırmalara göre bu pek kaza gibi durmuyor” Vay canına, peh bee!
salih darici demiş ki; bu dizide butun oyuncular bas rol oyuncusu gibi basarili ,ozellikle billur kalkavan sinan tuzcu nur surer ,ayberk pekcan,begenerek izliyoruz,bir dizide butunluk ancak konusuyla birlikte bu kadar saglanir.begenerek izliyoruz.
Diziyi izleyen engelli ahmaklar (Elbette ben de)! kıçıyla senaryo yazmak, karakter tahlili böyle bir şey olmalı herhalde. Hastalıklı, inkarcı karakterlerin de kendi içinde bir tutarlılığı olur; mesela: Ömer karakteri, kumar vakasından sonra "Keşke ölseydim" demişti, bir sonraki sahnede hiç sorumluğu yokmuş gibi, bağırıp çağırarak başkalarını suçlayabiliyordu. Bir sahnede, kızının, kız kardeşinin üstüne titrer, diğer bir sahnede çirkin yüz ifadesiyle, nevrotikler gibi bağırıp- çağırarak, titrer, ağzından köpükler saçar. İzleyiciyi geri zekalı yerine koymak böyle bir şey işte, kötüler istediğini çalar, vurur, tehdit eder, şantaj yapar, hastaneye girer öldürür, raporları değiştirir, dilediği gibi at koşturur ama sırf gerilim olsun diye finale dek bu sürer. Zavallı iyilerin, tüm kanun güçlerinin eli armut toplar. Kısacası, izleyicinin duygularıyla oynayarak senaryo yazmak beceriksizlik ve zavallılıktır; elbette bu kurgu ve replikleri kabul eden yönetmen de! Tekiner ailesinin, Yılmaz karakterinden bu denli nefret etmek için hiçbir sebep, motivasyon kaynağı yoktu. Çarpıtma da bir yere kadar olur; adam yolun kenarında dayak yemiş halde yatar, bu izleyiciye kaza olarak sunulur. Bir de alay edercesine, sanki kriminal bir vakaymış gibi “Yaptığımız araştırmalara göre bu pek kaza gibi durmuyor” Vay canına, peh bee!
ismail demiş ki;
Ben bölüm 05.36 şarkı isim istiyorum
ismail demiş ki;
Ben bölüm 05.36 şarkı isim istiyorum
metin baysal demiş ki;
o kadar başarılı bir dizi olmuş ki beğenerek izliyorum yapımcının ellerine sağlık....
salih darici demiş ki;
bu dizide butun oyuncular bas rol oyuncusu gibi basarili ,ozellikle billur kalkavan sinan tuzcu nur surer ,ayberk pekcan,begenerek izliyoruz,bir dizide butunluk ancak konusuyla birlikte bu kadar saglanir.begenerek izliyoruz.